BLOG YAZILARI

Atıksız Yaşama Mutfaktan Başlayın

Geri Dönüşüm

atiksiz-yasama-mutfaktan-baslayin

Tüketicilerin gıda kaybına neden olan davranışları üzerine yapılan araştırmaların sonuçları ürkütücü boyutlarda rakamlara sahip. Bu araştırmalara göre en fazla gıda kaybının restoran ve otellerde yaşandığı düşünülüyor. Listede sonraki kayıp alanı ise evler. Türkiye’de restoranlarda pişirilen her 10 tabak yemekten neredeyse yarısı çöpe atılıyor. Bu noktada evlerdeki oran da buna çok yakın.

Restoranda yemediği yemeği paket yaptıranların oranı sadece yüzde 21. Gittiğiniz restoranlarda yiyemediğiniz yemekleri mutlaka paket yaptırmanızı öneriyoruz. Böylelikle buradaki israfların oluşumunu engelleyebilirsiniz.

Evlerin mutfağındaki atık karnesi ise bir hayli dolu. Yemeğin yapımı öncesi malzeme temini aşamasında sıkıntılar başlıyor. Gereğinden fazla alıp tüketememek atıkların en çok görüldüğü nokta.

Satın aldığı sebze, meyve, süt, süt ürünleri, et ürünleri ve başta ekmek olmak üzere çeşitli hamur işlerini gerektiği gibi saklayamamak atıkları fazlalaştırıyor. Meyve ve sebzenin pörsümesi, peynirlerin ve ekmeğin kuruması karşısında gösterilen ilk tepki yiyeceği çöpe atmak oluyor. Evlerde en çok çöpe atılan gıdaların başında taze meyve, sebze, süt ve süt ürünleri geliyor. Gıdaların özellikle de süt ürünlerinin içinde bulunduğu kaplar toprak ve cam ise evlerde değerlendiriliyor. Plastik ambalajlar ise hiçbir geri dönüşüm kuralına uyulmaksızın diğer atıklarla birlikte atılıyor.

Fazla gıdaların değerlendirilmesi konusunda birçok yöntem var. Bunlardan ilki kurutmak. Fazla sebze, meyve ve ekmek benzeri ürünler fırın veya güneşte kurutularak saklanabilir. Diğer bir yöntem ise tuz veya şekerle işleyerek dönüştürme yöntemidir. Turşu, konserve ve reçel, marmelat gibi ürünlere dönüştürülerek hem besinler atık hale gelmeden saklanabilir hem de mevsiminde olmayan zamanlarda yenilebilir.

Alışverişe çıkmadan esaslı bir liste hazırlığı yapmanız fazla gıda satın almanızın önüne bir hayli geçer. Alışveriş yaparken et, balık, tavuk, peynir ve süt gibi kısa sürede bozulabilecek besinlerin alışverişini en sona bırakın.

Alışverişinizi yaptınız ve sıra bunları mutfak dolapları ve buzdolabına dizmeye geldi. Önceden satın aldığınız besinleri yeni aldığınız besinlerin önüne yerleştirirseniz öncelikle bunları tüketirsiniz. Yumuşamış sebze ve meyvelerinizi kesinlikle atmayın. Sebzeleri turşu, konserve veya közleyerek değerlendirebilirsiniz. Çorba, püre veya salata da bir çözüm olabilir.

Meyveleri ise bir tatlının yapımında, fırında kurutarak çerez gibi veya reçel, marmelat şeklinde hazırlayıp çağımızın kâbusu haline gelen atık çılgınlığını bireysel bazda engelleyebilirsiniz.

Sadece bunlar değil yoğurt, mayonez, ketçap, hardal v.b. birçok yiyeceği evde kendiniz elinizdeki malzemelerle rahatlıkla hazırlayabilirsiniz. Geleneksel Türk Mutfağı aslında her şeyin sonuna kadar değerlendirildiği, hiçbir şeyin çöpe atılmadığı bir mutfak. Ispanak, pazı gibi otların saplarından kavurma, dolmalık kabağın içinden mücver, kabuğundan zeytinyağlı yemek gibi kullanımlarla atıksız bir mutfağın öncüsü aslında. Kiler hazırlıkları ise başlı başına bir tutumluluk örneği.

Tekrar güncel mutfağa gelirsek, yemeğinizi hazırladınız ve fazla miktarda olduğunu fark ettiniz. Kalan miktarı porsiyonlara ayırıp kapaklı kapların içinde buzdolabında 2 gün saklayabilirsiniz. Gereken miktarda ısıtıp tüketmek atığın önüne geçecektir.

Bir de çok önemli bir detay var ki o da etiket okumak. Alışverişlerinizi etiketlerde yazan son tüketim tarihine göre yaparsınız atık sorununu bir nebze de olsa önleyebilirsiniz.

Son olarak kağıt havlu yerine yıkanabilir mutfak bezlerini kullanabilir; plastik şişe yerine matara veya cam şişe ile bu tüketim çılgınlığından kolaylıkla vazgeçebilirsiniz.