BLOG YAZILARI
Ortaköy’ün Yakutu…
Müge Akgün
700 kişinin yeni yılı karşıladığı saatlerde Reina’ya düzenlenen ve 39 kişinin aramızdan ayrıldığı acımasız saldırının üzerinden iki buçuk yıl geçti…
Mekânın işletmeci ortağı Ali Ünal o gece ölümden kıl payı kurtulmuş, Reina sayfasını da kapatmıştı. Ama bir süre sonra teröre teslim olmak yok deyip en iyi bildiği işi yapmaya karar verdi.
Temmuz 2017’de yanına Erkan Ünal, Osman Baydar ve Çağın Keskin’i alarak Ortaköy’de bir zamanların en ünlü mekânı Anjelique’in yerinde aynı konseptte Ruby’i açtı. Ünal’ın yaşananları unutması, travmayı atlatması kolay değil. Ama işine dört elle sarılmış, günün ez az 12 saatini mekânda geçiriyor.
Ruby, restoran, bar ve yemek sonrası kulüp olarak hizmet veriyor, büyüleyici Ortaköy ve Boğaz manzarasıyla. Bir zamanlar manzara, müzik ve eğlencenin ağır bastığı mekanlarda yemeğe gereken önem verilmezdi. Ancak artık bu anlayış değişti. Ali Ünal da yılların birikimiyle sektördeki değişimleri en iyi okuyan isimlerden biri.
Dekorasyonu kadar mutfağına da önem vermiş. Ünal, en iyi üreticilere ulaştıklarını iyi bir tedarik zinciri oluşturduklarını söylüyor. Zaten yemeklerin lezzetinden ürünün kalitesi, tazeliği fark ediliyor.
Akdeniz ağırlıklı bir menü hazırlamışlar ama özellikle gelenlerin yüzde 70’ini oluşturan yabancı konuklar için geleneksel Türk mutfağından örnekler de var. Giriş katındaki barda müdavimlerin ısrarıyla, Uzakdoğu mutfağının önde gelen temsilcilerinden İtsumi’nin hazırladığı sushi’leri servis etmeye başlamışlar.
Menü geniş ama çok dengeli kurgulanmış. Et ve balık severler için de eşit şans verilmiş. Vejetaryenler için de seçenek bol. Hatta önerim üstüne yakında veganlar için de menüde yer alan tabule, Hatay usulü soslu salata gibi başlangıçların yanı sıra birkaç sıcak tabak da hazırlanacak.
Ve yemekler
Ruby’nin menüsündeki et yemekleri de çok cazip ama Boğazın hemen kıyısında olmanın etkisiyle olmalı deniz ürünleri ağırlıklı bir seçki yaptık.
Mütebbel, kıtır sebzeli kabak havuç mücver, enginar göbeğinde avokadolu karides, tabule, dil balığına sarılmış deniz tarağı yanında enginarlı, kuşkonmazlı risotto, orta kılçığı çıkarılmış ızgara mercan, orman meyveleri Antep fıstığı eşliğinde pişmaniyeli Maraş dondurması, tiramisu ve espressolu krem karamel.
Her bir tabak çok başarılıydı. Gece boyunca hiç hayal kırıklığı yaşamadık. Mutfağın başında yetenekli ve bir o kadar da zarif bir şef Ertan Özturan var.
Ruby kalite-lezzet ve fiyat dengesini de tutturmuş. İçki fiyatları benzeri yerlerle aynı ama yemek fiyatları makul.
Barda salı ve perşembe akşamları 18.00-21.00 saatleri arasında ‘Happy Hour’ var. Yaz boyunca Ece Berker ve Yuri Ryadchenko sahne alıyor. Ali Ünal çok dengeli ve işini çok seven bir işletmeci dilerim, Ruby kalitesini korur ve bir İstanbul klasiği olur…
HARABEyİZ
Beyoğlu’nun arka sokaklarında bir zamanlar randevuevi olarak da hizmet vermiş bir apartman. Binanın her katına genç sanatçıların, sanatçı adaylarının yapıtları yerleştirilmiş.
Liseli iki genç Melkan Gürsel ve Murat Tabanlıoğlu’nun kızları Mina Gürsel Tabanlıoğlu ve Selin Nisa Açıkel, HARABEyİZ adlı bir Kolektif kurarak sıra dışı bir projeye imza atmış. Halen restorasyonu süren yapısal özellikleriyle de ilginç binayı mimar Naim Arnas bir aylığına HARABEyİZ Kolektif’inin çalışmaları için gençlere bırakmış.
İki genç mekanla karşılaştığında geçmişi, hikayesi ve ruhundan çok etkilenmiş. “O andan itibaren heyecanla, arafta kalmış bu ruha dokunarak bu mekanı yeniden nasıl var edebileceğimizi hayal ettik. Çoğalarak, çoğaltarak üretmenin gücünün farkında olarak bir kolektifin ilk adımını attık. Her birimizin gündelik hayatta edindiğimiz deneyimleri aktarmak, benzer ya da benzemezler arasında bir sinerji oluşturmak istedik” diyorlar.
Mekanda Mina Gürsel Tabanlıoğlu, Selin Nisa Açıkel, Batu Akcan, Ecem Karslı, Eylem Pala Uluğu, Noyan Yolalan, Rei Alaska, Volkan Parlak, Zeynep Tümertekin’in işleri sergileniyor. Aynı zamanda gelenlerin mekanın ruhunu hissetmesini destekleyen söyleşiler, "workshop"lar, müzik ve performans gibi birçok farklı etkinlik de düzenlenecek.
14 Haziran-13 Temmuz tarihleri arasında Çukurcuma'ya yolunuzu düşürün derim. Ekibin söylediği gibi aslolan muhabbet. Kuloğlu Mah. Faik Paşa Cad. No.15 Beyoğlu
Çocuklar için
Türkiye’nin önde gelen iletişimcilerinden Anna Turay ve Cengiz Turhan’ın 7 ay önce kurduğu Arden Yayınları, birbirinden başarılı ve etkileyici çocuk kitaplarına imza atıyor. Sektörde büyük bir eksikliği dolduruyorlar. Belli ki bu konuda detaylı bir ön hazırlık yapmışlar.
İlk kitaplardan biri “Çocuklar İçin Shakespeare Öyküleri”. İçinde sadeleştirilmiş Macbeth, Romeo ve Juliet, Hamlet, Othello, Kral Lear ve Bir Yaz gecesi Rüyası gibi 12 Shakespeare klasiği yer alıyor. Angela McAllister’in düzenlediği, Alice Lindstrom’un illüstrasyonları çizdiği kitap İngiltere’de 2018’de yayınlanmış. Bizde de Ayşen Gür’ün çevirisiyle Ocak 2019’da raflara çıktı.
Her bir öykü çocuklar için sadeleştirilerek yeniden yazılmış. Ayrıca özet olarak yazarın yaşamı, oyunların konuları ve karakterler de anlatılıyor. Ortak duyguları acıyı ve aşkı, öfkeyi ve şefkati, kıskançlık ve dostluğu Shakespeare’den daha iyi kim anlatabilir!
Tasarımı, dili, baskısı dört dörtlük bir çalışma. 8- 14 yaş arası çocuklar hatta ünlü yazarın yapıtlarını hiç okuyamamış yetişkinler için bile iyi bir başlangıç…
Kırmızı Başlıklı Kız ve Vejetaryen Kurt
Kızımı büyütürken birçok masalı neredeyse yeniden yazarak anlatırdım. Zaten o da acımasız ve şiddet içeren masalları dinlemek de okumak da istemezdi. Kibritçi Kız masalını sevmeme nedenlerini anlatmasını dün gibi hatırlıyorum.
Kırmızı Başlıklı Kız da bu kategorideydi. İspanyol yazar Ayesha L. Rubio da bu masaldaki paradigmayı tersine çevirerek harika, insancıl bir hale dönüştürmüş. Çocuklara güvenle okunur ve okutulur…
Mutfak Cadısı
Mutfak Cadısı Yemek Yapmayı Öğreniyor’u Turgut Yasalar kaleme almış. Yılmaz Aysan’ın resimlemiş. Hayali kızın yaşının tam olarak kaç olduğu anlaşılmıyor ama kapakta yazdığına göre hedef kitle 8 yaş üstü.
Kitabın temel mutfak kuralları, ürünlerin özellikleri, mevsimleri, seyahat, tarihi ve turistik bilgiler ve geleneksel ve sağlıklı yemek tariflerinden oluşan kurgusu çok başarılı. Çizgiler de tasarımı da çok güzel. Yemeğin sadece yemek değil bir yaşam kültürü olduğu duygusunu da geçiriyor okura. Sadece adını bilemedim… Cadı ve kız çocuğu ve mutfak yan yana pek iyi gelmedi bana…