“Geleneklerini bilmeyen ve sahip çıkmayanların geleceklerinin olmayacağına inanıyoruz. Geleceğimizi garanti altına almak için geleneklerimizin günümüz şartlarına uyarlanıp sürdürülebilir olması gerekir.” Neolokal’in bu manifestosunu restorana gidip masanıza oturduğunuzda tabağınızın içinde bulursunuz. Sergilere yemek düzenlemeleri, ‘yenilebilir sanat’ gibi projelerle yeme-içme dünyasında adını duyuran şef Maksut Aşkar, ilk restoranı Multi’yi 2007’de açtı. Ardından Lilbitz ve Sekiz İstanbul geldi. Dört yıl kadar önce de Bankalar Caddesi’nde 172 yıllık tarihi bir binada, Salt Galata’nın içinde Neolokal’i açtı. Son 18 yıl içinde yemek serüveni büyük değişim geçiren, deneyselden yerele yönelen Aşkar, şimdi ekibiyle birlikte, geleneksel mutfağımızı modern teknikler ve yenilikçi bakış açısıyla yorumladığı yemeklere imza atıyor. Yok olmaya yüz tutmuş, Nuh’un Ambarı ve Slow Food Presidio listesinde yer alan ürünleri kullanmaya özen gösteriyor. Neolokal’de servis edilen her yemek yanında açıklayıcı bir notla geliyor.

Paylaşmalık tadım menüsü ise Neolokal’in felsefesini anlamak için birebir. İçli köfte mantısı, balık suyuna hamsili bombay fasulye pilaki, mütebbel, çifte kavrulmuş tahinli humus, kuzu kalbi kokoreç, ahtapotlu ev eriştesi, kuzu pazı sarma, katmer ve tirit. Ne yerseniz yiyin, hep bu anlayışla yaratılan ve tüm yaratıcılığına karşın ürünün lezzetini, hafızanızdaki geleneksel tadı bulduğunuz yemekler. Çünkü onun da tasarladığı birçok yemeğin temelinde, annesinin yaptığı yemeklerden izler var.